Eğitim Emekçilerinin ve Öğrencilerimizin sağlığına, Haklarımıza ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!Covid19 bulaş riskinin hala devam ettiği bir süreçte okulların hangi tedbirler alınarak açılacağına dair herhangi bir somut önlem almayıp gerekli açıklamalar yapılmamasına rağmen MEB 21 Eylül’de yüz yüze eğitime baslama kararini vermistir. MEB'in tek başına verdiği bu karar katılacak bütün eğitim emekçilerini ve öğrencileri doğrudan ilgilendiren bir konuyken toplumun geri kalanını da dolaylı olarak etkilemektedir. Pandeminin sorumluluğunu halka bırakan iktidar ve salgın sürecinin başından beri eğitim alanındaki bütün kararları sermayeden, özel okullardan yana alan MEB okulların açılması noktasında bulaş riskini önleyecek net politikalara sahip değildir. Bulaş riskini minimalize etme konusunda akılcıl ve çözüm odaklı politikalara sahip olmayan ülkelerde okulların açılmasının Pandeminin koşullarını şiddetlendirdiğini görmekteyiz. Fondemental bir hak olan yaşam hakkı üzerine inşa edilen eğitim hakkının sürdürülebilir olması için öncelikle bireylerin yaşamsal varlığının önemsenmesi ve biyolojik varlığını korumaya yönelik tedbirlerin en üst düzeyde alınması gerekmektedir. Yaşam hakkının iktidarlara verdiği yükümlülükler MEB dahil bütün kurum ve kuruluşlar tarafından yerine getirilmelidir. Eğitim Sen Mardin Şubesi olarak velilerle gerçekleştirdiğimiz anket sonuçlarına göre velilerin %58,1’i salgın yayılım riskinin hala devam ettiği ve okullarda yeterli koruyucu tedbirlerin alınmadığı bir süreçte çocuklarını okula göndermeyeceklerini ifade ederken, %24,9’u çocuklarını okula gönderip göndermeme konusunda kararsız kalmaktadır. Ayrıca Velilerin %85,4’ü yani ankete katılanların çoğunluğu MEB’in okullarda aldığı önlemleri yetersiz bulmaktadır. MEB acilen toplumsal yapıdaki değişimlere paralel bir şekilde eğitim emekçilerinin, velilerin ve öğrencilerimizin gereksinimlerini karşılama sorumluluğunu yerine getirmelidir. 6 milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişiminin olmadığı bir durumda MEB derhal okullarda yeterli tedbirleri alarak ve eğitim alanına ek bütçe ayırarak yüz yüze eğitimin başlatılmasına olanak sağlamalıdır. Mardin özelinde yaptığımız çalışmaya göre öğrencilerin %59,7’si uzaktan eğitim sürecine kısmen dahil olabilmekteyken, %36’sı ise uzaktan eğitimin tamamen dışında kalmaktadır ve Öğrencilerin sadece %5’i uzaktan eğitim sürecine dahil olabilmektedir. Mardin’de öğrencilerin uzaktan eğitime erişememesindeki en büyük engeller sürece dahil olunabilecek teknolojik bileşenlerin yetersizliği ve elektrik kesintisi olmuştur. Bu yetersizliklere çözüm bulmak amacıyla kurulan EBA destek odalarının sosyoekonomik olarak dezavantajlı bölgelerde kurulması öncelikli hedef haline getirilmelidir.Aynı zamanda EBA destek odaları yaygınlaştırılmalıdır. Böylelikle uzaktan eğitim sürecine dahil olamayan öğrencilerimiz için bir fırsat yaratılmış olur. Ayrıca MEB’in anadili Türkçe olmayan çocukların gereksinimlerine yönelik herhangi bir çalışma yapmaması dezavantajlı durumda olan bu çocukların pandemi sürecindeki kırılganlıklarını giderek arttırmıştır. Anadili Türkçe olan ve Türkçe olmayan çocuklar arasındaki eşitsizliği şiddetlendirmiştir. MEB’in pandemi sürecinde anadilde eğitimle ilgili hangi düzenlemeyi yaptığı merak konusudur!!! Mülteci sayısı en fazla olan Türkiye uzaktan eğitim sürecinde göçmen öğrencilere yönelik herhangi bir düzenleme yapmamıştır. Mardin de çok sayıda göçmene ev sahipliği yapan bir il olmasından dolayı Mardin MEM’e göçmen öğrencilerin uzaktan eğitim sürecine dahil olabilmesi açısından önemli sorumluluklar düşmektedir Salgın döneminde son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşan çocuk işçiliği, çocukları tarlada yani işçi oldukları yerlerde ziyaret eden MEB yetkilileri tarafından ön kabulleri oluşturularak en üst düzeyde meşrulaştırılmaktadır. MEB’e, görevi çocukları fiziksel, ruhsal ve sosyal yönlerden etkileyen bu durumu sonlandırma sorumluluğunu tekrar hatırlatmak isteriz. Sakarya’da Kürt işçilere yönelik ırkçı saldırı sonrasında Mardin’e geri dönmek zorunda kalan 17 işçiden 8 tanesinin çocuk olması Mardin özelinde çocuk işçiliğinin arttığını kanıtlar niteliktedir. Okulda olması ya da uzaktan eğitim sürecine dahil olması gereken çocuklar sermaye için ucuz iş gücü olmaktan çıkarılmalıdır. Çocuklar yüz yüze eğitimden uzak kaldığı her gün işverenlerin işgücü maliyetini düşüren unsurlara dönüşmektedirler. Bu nedenle iktidarlar çocuk işçiliğini engelleyen yapısal dinamikleri optimize etmelidir. Eğitimsen Mardin Şubesi olarak Sakarya, Afyon gibi illerde Kürt işçilere ve göçmenlere yönelik ırkçı saldırıları kınıyoruz ve emekçi arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. EĞİTİM SEN MARDİN ŞUBESİ YÜRÜTME KURULU |
666 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |