Hukuksuz Bir Şekilde İhraç Edilen Üyelerimiz Derhal Görevlerine İade Edilsin! BASINA VE KAMUOYUNA Ülkemizde 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile yaşamın her alanına müdahale edilmiş ve insan hakları, özgürlükleri ve sendikal haklar alanlarında son yıllarda yaşanan ihlaller daha da ağır hale gelmiştir. OHAL döneminde; geçmişte sendikal haklar, haberleşme özgürlüğü, basın özgürlüğü, eğitim hakkı, mülkiyet hakkı, toplantı hak ve hürriyetleri ve benzer temel ve Anayasal haklarını kullanan insanlar cezalandırılmıştır. Bu çerçevede, keyfi ve hukuksuz bir şekilde hazırlanan ihraç listeleriyle, binlerce kamu emekçisi ve konfederasyonumuz gibi hükümet politikalarına muhalif olan sendika üye, aktivist ve yöneticileri KHK aracılığıyla bir anda ve keyfi bir biçimde kamu görevinden ihraç edilmiştir. Hatta KHK’larla ihraç edilenler yalnızca işsizliğe değil sosyal ölüme de mahkûm edilmiştir. Örgütü üyesi olmakla yaftalanarak mesleklerinden çıkarılanların başka iş yapmaları engellenmiş, bu insanlar açlığa ve yoksulluğa maruz kalmıştır. Yine haklarında hiçbir cezai soruşturma veya kovuşturma olmayan kişiler de güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek kamu görevine alınmamakta, masumiyet karinesine ve suçta ve cezada şahsilik ilkesine aykırı olarak aile fertleri ve akrabaları hakkında yapılan işlemler sebebiyle kamu görevine alınmamaktadır. Sonrasında, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu adıyla bilinen ancak özünde, ihraç edilenlerin hak mücadelesini boşa çıkarmak ve yargıya erişmesini geciktirmek amacıyla kurulan oyalama komisyonuyla hukuksuzluklara devam edilmiştir. Mahkemelere ait olması gereken yargılama yetkisi, hukukun en temel ilkeleri hakkında hiçbir bilgisi olmayan, hukuk kültüründen uzak bürokratlara devredilmiş, bu kişilerin subjektif kanaatleri hukukun üstünde tutulmuştur. KESK olarak, ilk andan itibaren Komisyonun yetkili bir hukuk organı olmadığını, seçilen üyelerin bağımsız ve tarafsız olmadığını ve çalışma güvencesi olmayan, evrensel hukuk ilkelerinden daha çok siyasi saiklerle ve kendisine gazeteci ismi veren kişilerin kefilliği ile karar veren bu komisyonun etkili bir başvuru yolu olmadığını dile getirdik ve dile getirmeye de devam ediyoruz. Nitekim kurulan bu oyalama komisyonuyla OHAL KHK’ları ile ihraç edilmiş kişilerin büyük çoğunluğu, haklarında takipsizlik ve beraat kararı verilmiş olmasına rağmen görevlerine iade edilmemektedir. İhraç gerekçesi yargı kararı ile açıkça ortadan kalkmış olmasına rağmen başvuruların ret edilmesi komisyonun uluslararası sözleşmeleri, anayasayı ve yasaları hiçe saydığı ve suç işlediğini göstermektedir. Başvurucular hiçbir aşamada ne ile suçlandıklarını bilmeden, aleyhlerine olan delilleri görmeden ve savunma haklarını kullanmalarına olanak tanınmadan dosya üzerinden karar verilmektedir. İktidarın menfaatleri doğrultusunda çalışma yürüten bu komisyon, verdiği haksız ve hukuksuz ret kararları ve bir türlü ilerlemeyen inceleme süreci ile adeta temel sendikal hak ve özgürlüklerin kullanmaktan asla vaz geçmeyen konfedarasyon üyelerimizi cezalandırma aracına dönüşmüştür. Dosyalar içerisindeki KESK’lilerin oranının yüksekliği bilinçli bir geciktirme ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. En son Diyarbakır’da OHAL komisyonunu kalıcı hale getiren 35. Madde ile 21 eğitim senli öğretmen hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiştir. Daha önce açılan adli soruşturma neticesinde arkadaşlarımıza takipsizlik ve beraat kararı verilmiş fakat idari soruşturma kapsamında arkadaşlarımız sendikal faaliyetlerden ötürü ihraç edilmiştir. Haksızlıkta, hukuksuzlukta ısrar edenlere sesleniyoruz sendikal faaliyet yürütmek suç değildir, sendikal faaliyetleri engellemek suçtur ve ihraç kararlarına imza atanlar yargılanacaktır. Hukuksuz olan bu ihraçların nedeni sarı sendikaların satış sözleşmesinden sonra kamu emekçilerinin Eğitim Sen’de örgütlenmeye başlamasıdır. İhraçlarla ve gözaltılarla emek mücadelemizi kriminalize edenlere inat güçlenmeye devam ediyoruz. OHAL dönemi uygulamaları toplumsal barışa darbe vurmuş, toplumun arasında onarılamayacak yarılmalara yol açmıştır. Siyaset, bürokrasi ve maalesef yargı mekanizmalarının, haklarında aynı isnat ve iddialar olan kişiler ile ilgili olarak kişiye göre uygulamalara ve kararlara imza atması hukuka olan güveni temelinden sarsmıştır. KESK olarak, yetkililere tekrar sesleniyoruz: Bu zulme artık bir son verilmeli, komisyon derhal lağvedilmeli ve aldığı ret kararları derhal iptal edilmelidir. Ayrıca, kanaat oluşmayan dosyaların bekletilmesinin hiçbir yasal dayanağı olmadığı gibi, evrensel hukukta da yeri yoktur. Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmelidir. KESK MARDİN ŞUBELER PLATFORMU |
338 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |