Eğitimsen'in TalepleriDeğerli Basın Emekçileri, AKP, 2001 yılında çıkarılan kamu emekçilerinin var olan haklarını gasp eden 4688 sayılı yasanın arkasına saklanmaya devam ediyor. Bilindiği gibi 4688 sayılı yasa, emekçilerin kazanılmış haklarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı olarak; örgütlenme özgürlüğünü ciddi biçimde kısıtlamayı, toplu görüşme denilen ucube bir yöntemle kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal, demokratik, siyasi, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını tırpanlamayı hedefleyerek çıkarılmıştı. KESK, önce bu yasanın çıkmaması için, ardından yasanın geri çekilmesi ve yeni bir yasanın çıkarılması için ısrarlı bir mücadeleyi on senedir yürütmüştür. AKP hükümeti, 12 Eylül 2010 referandumuna sunulan anayasa değişikliği tartışmalarında kamu emekçilerine toplu sözleşme düzeni getireceğini, çalışma yaşamının demokratikleşeceğini, uluslararası standartların geleceğini söyledi, meydanlarda bunun propagandasını yaparak oy toplamaya çalıştı. Dün itibarıyla referandumun üzerinden tam bir yıl geçti. Anayasanın 53. maddesine yerleştirilen “toplu sözleşme” düzenlemesinin kamu emekçilerinin beklentilerini karşılamadığını, aslında bunun on yıldır sürdürülen toplu görüşme düzenini devam ettirmek için göz boyamaya yönelik bir değişiklik olduğunu o dönemde de ifade etmiştik. Geçen bir yıllık süreç de göstermiştir ki, AKP’ nin kamu emekçilerini oyalamaktan başka bir düşüncesi yoktur. Hala özgür bir toplu sözleşme düzeni için gereken yasayı çıkartmamıştır. 4688 sayılı yasanın esasına dokunmaksızın kısmi değişikliklerle kamu emekçilerini oyalamaya devam etmeyi hedeflediği bugünlerde yaşadığımız girişimlerden açıkça görülmektedir. KESK olarak kamu emekçilerinin talep ve beklentilerini ifade etmek için Üçlü Danışma Kurulu toplantılarına ve diğer teknik komisyon toplantılarına katılarak yasanın özüne ilişkin görüş, öneri ve değerlendirmelerimizi iletmemize rağmen bunların birçoğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan taslağa yansıtılmamıştır. Bakanlık tarafından Konfederasyonlara gönderilen yasa taslağı incelendiğinde 4688 sayılı yasanın öz olarak korunduğu hatta daha geri düzenlemeler getirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Çünkü; ü Örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller aynen korunmaktadır. Sendikal hak ve güvenceleri sınırlayan maddelerde bir değişikliğe gidilmemiştir. ü Grev hakkımız ısrarla yok sayılmaya çalışılmaktadır. Grev hakkımızla ilgili yasal bir düzenleme yapmak yerine Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kararlarına kesinlik kazandırılarak greve zımnen yasak getirilmektedir. ü Toplu Sözleşmenin kapsamı mali ve sosyal haklarla sınırlandırılmaktadır. Kamu emekçilerinin kapı kulu olarak görülmesi geleneğinden vazgeçilmemektedir. ü 4688 sayılı yasanın sendikaların tüzüklerine yasakçı bir anlayışla müdahale edilmesine olanak sağlayan içeriği korunmaktadır. ü Mevcut durumun da gerisine götüren bir anlayışla “isimsiz” ihbarlar bile yeterli bulunarak siyasi iktidarın sendikalara müdahalesine olanak sağlanmaya çalışılmaktadır. Bununla sendikaların kontrol altına alınması, baskılanması ve yandaş hale getirilmesi amaçlanmaktadır. ü Dayanışma aidatı, tek düzey toplu sözleşme vb. gibi düzenlemelerle yandaş örgütlenmeler daha da büyütülmek istenmektedir. Örgütlenmenin önünde bu kadar engel varken dayanışma aidatı ile örgütlenmenin teşvik edilmek istenmediği açıktır. Siyasi iktidarın niyeti söylediği gibi olsaydı, önce örgütlenmenin önündeki var olan engelleri kaldırmaya yanaşırdı. ü Siyasi iktidar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun bileşiminin çoğunluğunun kendisi tarafından atanmasını öngörmekte, böylece kendisine bağlı bir kurul/noter oluşturmak istemektedir. Değerli Basın Emekçileri, Emekçilerle alay etmek anlamına gelen böylesi bir taslağı ve yasal düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Kazanılmış haklarımızdan, demokratik taleplerimizden vazgeçecek ya da hükümetin insafına bırakacak değiliz. Ø Uluslararası sözleşmelere uygun, emekçilerin özgür örgütlenmesine ve mücadele yürütmesine olanak sağlayacak demokratik bir düzenleme istiyoruz. Örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Ø Toplu Sözleşmenin kapsamı daraltılmamalı, eşit taraflar ilkesiyle hareket edilmeli, toplu sözleşme masasında kamu emekçilerinin ekonomik, sosyal, demokratik, siyasi, özlük ve mesleki tüm hak ve çıkarları belirlenmelidir. Ø Toplu sözleşme masasında uzlaşma sağlanmaması durumunda grev hakkı teminat altına alınmalıdır. Ø Sendikaların tüzüklerine müdahale edilmesinden vazgeçilmelidir. Tüzükler sendikaların anayasalarıdır ve üyeleri tarafından belirlenir. Hükümet üyelerin iradesine müdahale anlamına gelen bu tutumundan vazgeçmelidir. Ø Sendikaların denetimi üyeleri ve kurulları tarafından yapılır. Şeffaflık konusunda KESK onurlu bir tarihe ve duruşa sahiptir. Tüm kurum ve organlara müdahale ederek benzeştirme, kontrol altına alma ve baskılama hevesinde olan AKP sendikaların iç işlerine karışmaktan vazgeçmelidir. Değerli Basın Emekçileri; Buradan Hükümete Sesleniyoruz: Gelin kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerini boyası akan makyajlarla daha da daraltan düzenlemeler yapmaktan vazgeçin. 10 yıldır kamu emekçilerini kendinizin çalıp yine kendinizin oynadığı toplu görüşme oyunu sonucunda yoksulluğa ve sefalete mahkum ettiniz. Hazırlığını yaptığınız yeni oyunlarla bunun devamını sağlamaya çalışıyorsunuz. Artık bu aldatmacadan vazgeçin. Eğer, her fırsatta iç ve dış kamuoyuna yönelik olarak yinelediğiniz “demokratikleşme”, “ileri demokrasi” gibi kavramların hakkını vermek istiyorsanız, samimi iseniz işte size fırsat. Gerçekten demokrasiden, hak ve özgürlüklerin genişletilmesinden yana mısınız, değil misiniz? Size bir turnusol kâğıdı uzatıyoruz.“Demokratik hak ve özgürlüklerin önünde engel olan baskıcı rejimlerin devri geçti” söylemine inanıyorsanız, bunun gereklerini öncelikle kendi ülkenizde yerine getirecek adımlar atın. Demokrasinin hâkim olduğu ülkelerdeki gibi siz de kendi kamu emekçinize özgür toplu pazarlık ortamı yaratacak olan düzenlemelerin önünü açın. Uluslararası sözleşmeler, AİHM’in içtihat niteliğindeki Demir-Baykara, Enerji Yapı Yol Sen gibi kararları, ulusal yargı kararları ve Anayasanın 90. maddesiyle güvence altına alınan Grev hakkımızı engellemeye yönelik yaklaşımdan vazgeçin! Çağrımız Diğer Konfederasyonlara! Sizin de önünüzde bir fırsat var: 2001 yılında 4688 sayılı yasanın çıkması için Meclis’te kulis yaparak hükümetin toplu görüşmelerle kamu emekçilerini on yıl oyalamasına katkı sunma hatasını bir daha tekrarlamayın! Gelin bu düzenlemeye ve yaklaşıma karşı ortak tutum alalım! Kamu emekçilerinin bir on yıl daha hak ve çıkarlarının gasp edilmesine ortak olmayın! Kamu emekçileri bu gün konfederasyonlardan hak ve çıkarlarının korunmasını ve geliştirilmesini talep ediyor, bekliyor. Gelin bu talebi karşılıksız bırakmayın. Asıl çağrımız kamu emekçilerinedir:
Sevgili kamu emekçileri, haklı ve meşru taleplerimiz için fiili ve meşru mücadeleyi yürütelim. Toplu görüşme ucubesini çöpe atan kamu emekçileri, yeni oyunlara, gasplara boyun eğmeyecektir. Gücümüzü örgütlülükten, sizlerden alıyoruz, gelin mücadeleyi yükseltelim. Değerli Basın Emekçileri, Ancak, 4688’in özünü koruyarak revize edilmesini, örgütlenme özgürlüğü, TİS ve grev hakkımız önündeki engellerin korunarak devam ettirilmesini hedefleyen sahte sendika yasasını kabul etmedik, etmeyeceğiz. Hükümetin tutumundan vazgeçmeyerek “ben yaparım ve olur” anlayışıyla devam etmesi halinde sonuç almaya yönelik kararlı bir mücadele yürüteceğiz. 17–18 Eylül tarihlerinde Türkiye’nin her yanından gelen yöneticilerimizle bu gelişmeleri değerlendirerek eylem ve etkinlik programımızı belirleyeceğiz. Umarız ki, hükümet çağrımızı dikkate alarak özgür, demokratik ve kamu emekçilerinin beklentilerine uygun bir yasal düzenleme için bir an önce çalışma başlatır. Unutulmamalıdır ki, KESK baskılara, aldatmacalara ve oyalamalara karşı fiili ve meşru mücadelenin adıdır. Her koşulda kamu emekçilerinin hak ve özgürlüklerinin esas alınmasının adıdır. Hükümet, kararlılığımızı sınamak yerine mücadele tarihimize bakmalıdır. Kazanılmış haklarımızın gasp edilmesine ve geleceğimizle oynanmasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz. |
2211 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |