AKP Tüm Türkiye’de Olağanüstü Hal İlan Etti! 4+4+4 olarak bilinen İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalarında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na karşı tepkilerimizi demokratik-meşru bir biçimde ifade edebilmek için Ankara’da yapacağımız basın açıklaması hukuk dışı bir biçimde engelleniyor. AKP en temel haklarımızı kullanmamızı dahi engelleyerek yasakçı ve tehditkâr tutumundaki ısrarını sürdürüyor. Dün gece saatlerinden başlayarak Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gitmeye çalışan emekçiler, çeşitli yöntemlerle engellenmiş ve polisin şiddetine maruz kalmıştır. İçişleri Bakanı’nın yayınladığı genelgeyle iller adeta polis ablukasına alınmıştır. Adana’da 85 arkadaşımız baskıyla, zorla gözaltına alındı. İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman, Urfa, Konya, Hatay, Zonguldak, Tokat illerinden arkadaşlarımızın çıkışları engellenmiştir. Çeşitli illerde arkadaşlarımıza biber gazlarıyla müdahale edilmiştir. Anayasal hak olan seyahat etme özgürlüğü, sendikal haklar ve özgürlükler ayaklar altına alınmıştır. Yaşanan bu gelişmeler, gerek çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren 4+4+4 kademeli eğitim düzenlemesi, gerekse sendikal alana yönelik önemli değişiklikler içeren düzenlemelerle ilgili olarak bugüne kadar yaptığımız itirazların gücünü göstermektedir. AKP’nin telaşı ve korkusunun nedeni, haklı mücadelemizin gücünden gelmektedir.Keyfi kararlarla, genelgelerle temel hak ve özgürlüklerimizin engellenmesi, kent meydanlarının polis ablukasına alınması, AKP’nin nasıl bir yönetim zihniyetine sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini doğrudan ilgilendiren konularda yasal ve meşru haklarımızı kullanmamızın, söz söylememizin engellendiği koşullarda demokrasiden, insan haklarından bahsetmek mümkün değildir.
AKP’nin büyük baskı ve gözaltı düzenine karşı, onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz. İçişleri Bakanlığı’nın açıkça suç işlemesine, baskı, yasak ve engellemelere rağmen meşru ve demokratik hakkımızı kullanacağız. “Durmak yok yola devam” diyerek, emek ve halk düşmanı yasa tasarılarıyla, baskı ve şiddetle tüm toplumu tahakkümü altına almak isteyenlere karşı “Yılmak yok mücadeleye devam” diyerek dimdik ayaktayız.
Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğinden kaygı duyan herkesi, AKP’nin giderek artan zulmü karşısında omuz omuza olmaya, sesimize ses katmaya çağırıyoruz.
4+4+4 de bir daha değinecek olursak; Kanun teklifi TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülürken, sendikaların, eğitim örgütlerinin ve bilim insanlarının tüm itirazları görmezden gelinmiş; muhalefetin sesi adeta boğazlarına basılarak kısılmıştır. Basına da yansıyan şiddet görüntüleri arasında, kanun teklifi sadece iktidar partisi üyelerinin desteğiyle komisyondan geçebilmiştir.
Meclis Genel Kuruluna gelen son değişikliklerle birlikte;
· Kanun teklifinde yer alan, “ilköğretim devlet okullarında parasızdır” ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atılmak istenmektedir.
· 4 yıl süreli birinci kademe “ilkokul”, ikinci 4 yıl süreli kademe ise “ortaokul” olarak tanımlanmıştır. Değişiklik yürürlüğe girdiği zaman, 5. sınıf öğrencilerini okutan bütün öğretmenler “norm fazlası” haline gelecek ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilebilecektir.
· 12 yıllık kademeli zorunlu eğitimi meşrulaştırmak için 5. sınıftan itibaren çocukları “mesleğe yönlendirme” gibi gerekçeler ileri sürülmektedir. Bütün dünya ülkelerinde mesleğe yönlendirmenin daha ileri yaşlarda yapıldığı gerçeği ortadayken, Türkiye’de 10 yaşına çekilmesi pedagoji bilimine aykırı olduğu kadar, Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır.
· Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen “açık öğretim” sistemi, komisyonda yapılan değişikliklerle 8. sınıf sonrası için öngörülmüştür. Böylece kız çocukları eğitim süreci dışına itilmektedir. Ülkemizde çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile “çocuk gelinler” uygulamasına resmen onay verilmek istenmektedir.
· Temel eğitimin en önemli aşaması olan okul öncesi eğitim, yasa teklifinde yer almamaktadır.
· Yıllardır toplumsal bir talep olan zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim talepleri karşılanmamaktadır. Aksine, getirilmek istenen düzenleme ile zorunlu din derslerine ek olarak seçmeli din dersleri gündeme getirilmektedir.
· Arapça ve Kur’an dersleri ikinci kademede seçmeli hale getirilerek, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir.
· Okulların yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği gözardı edilerek, ilkokul ve ortaokul eğitiminin “bağımsız binalarda” gerçekleştirileceği iddia edilmektedir.
· 4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim ile hedeflenen “açık öğretim” sistemi ile zorunlu eğitimin “esnekleştirilmesi” arasında bağ kurularak, eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi ve sermayeye ucuz işgücü sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır.
· Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmektedir.
Bizler, emek ve demokrasi güçleri olarak, Bütün bu nedenlerden dolayı, eğitimin ve geleceğimizin iktidar partisinin siyasal hedeflerine kurban edilmesine izin vermeyeceğiz. Herkesin eğitim hakkından eşit ve parasız olarak yaralanması için çocuklarımızın geleceğine sahip çıkacağız. EĞİTİM SEN MARDİN ŞUBESİ YÜRÜTME KURULU
|