Bıjî yekê GûlanêYaşamını alın teriyle kazananlar,
işçiler, kamu emekçileri, işsizler, emekliler, kadınlar, bu ülkenin yüreği
emekten ve halktan yana atan aydınlık, yiğit insanları merhaba; Merhaba emeğine sahip çıkan, toprağına
suyuna geçit vermeyen çiftçi-köylü kardeşlerim; Demokratlar, aydınlar,
yurtseverler, ilericiler, devrimciler MERHABA Bugün dünyanın
dört bir yanında işçiler, emekçiler, yoksul köylüler, ezilen halklar, yüreği
emekten yana atan tüm toplumsal kesimler mücadeleyi, dayanışmayı, birliği
alanlara taşıyor! Bugün 1 Mayıs,
mücadelenin ateşiyle, coşkusuyla hep bir ağızdan çığlığa dönüşüyor! Bende bu
coşkuyla hepinizi Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, KESK adına
saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Öncelikle başta 77 1 Mayıs’ı katliamında
kaybettiğimiz arkadaşlarımız olmak üzere bu onurlu mücadelede yaşamını
kaybetmiş tüm arkadaşlarımızı, sevgiyle, saygıyla anıyorum. Dostlar, yoldaşlar, Bugün kapitalizmin içinde bulunduğu krizle tarih
yeniden bir dönüm noktasını yaşıyor. Dünya kapitalizmi II. Dünya Savaşından
beri ilk kez bu denli bir daralma yaşarken, tüm dünya işçilerine, emekçilerine
neoliberal saldırılar artıyor. Yoğun mücadelelerle kazanılmış haklar ellerinden
alınıyor, ücretleri düşürülüyor, sermaye birkez daha emeğin kazanımları
üzerinden hegemonyasını güçlendirmeye çalışıyor, sömürüyor, yıkıyor, yok
ediyor, talan ediyor. Ekonomik alandaki kriz, kapitalizmin yarattığı her
anlamdaki eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri derinleştirirken, tüm dünyada
emekçiler talepleri için sokağa çıkıyor. Portekiz’den, İspanya’ya, İtalya’dan
Yunanistan’a ve Güney Afrika’ya işçiler, emekçiler egemenlerin işsizlik, uzun
çalışma saatleri ve düşük ücretler üzerine kurduğu sömürü düzenine
başkaldırıyor ve “Başka Bir Dünya Mümkün!” diyerek haykırıyor Sevgili dostlar, tarih yine bizlere sömürünün olmadığı, eşit ve özgür bir dünya ihtimallerini sunmaktadır. Tahayyül ettiğimiz dünyayı ancak bizler kurabiliriz. Unutmayın ki bu güç bizlerin tarihsel mücadelelerinde, bugünkü inadımızda, direncimizde mevcuttur. Değerli
Arkadaşlar; Ülkemizde işçiler ve emekçiler olarak birliğe,
dayanışmaya ve ortak mücadeleye her zamandan daha çok ihtiyaç duyduğumuz
günlerden geçiyoruz. AKP iktidarı eliyle ülkenin ve emekçi halkın
geleceği karartılmaya çalışılıyor. Yukarıdan aşağıya devletin tüm kurumları
üzerinde kurulan tekelci iktidar başkanlık sistemi ile tek adam diktasına
dönüştürülmeye çalışılıyor. Bir avuç zenginin daha fazla zenginleşmesi için
milyonlar yoksullaştırılıyor, yaşadığı evlere kadar sahip oldukları her şey
iktidar eliyle sermayeye sunuluyor. İnsanı, emeği ve doğayı son damlasına kadar
sömüren bu düzen, hayatın her alanını ticarileştirerek başta sağlık ve eğitim
olmak üzere en temel haklarımızı bile ellerimizden alırken, bizlere sefalet
ücretleriyle açlığı, yoksulluğu reva görüyor. Dizginlerinden koparılmış sermayeye “Daha ucuz emek,
daha fazla kar” için taşeron tipi güvencesizlikle kölelik düzenini inşa
ediyor. Fabrikalarda, yer altı madenlerinde çalışan işçileri
ölümle yaşam arasındaki ince çizgide çalışmak zorunda bırakıyor, emeği gibi
yaşamlarına da el koyuyor. İktidara geldiği tarihten bu yana on binlerce işçi
kardeşimizin ölümü, ailelerinin çektiği acı, akan giden gözyaşları AKP’ye
yetmemiş olacak ki, bu düzeni kamu alanı dahil tüm çalışma alanlarımızda
kurmaya yelteniyor. Şimdi, buradan Taksim’de ve tüm ülkede 1 Mayıs’ı
mücadele çığlığına dönüştüren, ülkesi ve geleceği hakkında söz sahibi biziz
diyen milyonlarca işçinin, emekçinin sesiyle haykırıyoruz, “ARTIK YETER!” Korkuyorlar, çünkü TEKEL’in yaktığı kıvılcım bugün
işyerlerinde direniş mücadeleleriyle ateşe dönüşüyor. Korkuyorlar çünkü bugüne kadar cinsiyet
ayrımcılığıyla, değersiz kıldığı emeğiyle görmezden geldiği kadınlar, elinde
isyan bayrağı hakları ve özgürlükleri için sokağa çıkıyor… Kamuda, fabrika önlerinde, madenlerde işçilerin
emekçilerin yaktığı ateş iktidarın, patronların elini yakıyor. ŞİMDİ
BU ATEŞİ BÜYÜTME ZAMANIDIR!
Mücadelesini verdiğimiz Türkiye eşit, özgür,
demokratik ve bağımsız bir Türkiye’dir. Ülkemiz, Hatay’dan Malatya’ya, Adana’dan İzmir’e
yurdun dört bir yanına yerleştirilen NATO üsleri ve füzeleriyle emperyalizmin
cephe ülkesi haline gelirken, ABD’nin askeri üsleriyle kuşatılmaktadır. Emperyalizmin yuvalandığı, temas ettiği her yere götürdüğü tek şey egemenlik tutkusudur. Bugün Ortadoğu halklarının gelecekleri ellerinden alınırken, NATO bombalarıyla küresel sermayeye daha fazla sömüreceği tahakküm alanları açılmaktadır. Ardında milyonlarca ölüm, acı ve gözyaşı bırakarak, halkların kalbinde onarılmaz yaralar açarak ilerlemektedir. AKP ise ABD’nin taşeronluğunu, NATO’nun ev sahipliğini yaparak bu kirli ve karanlık tarihte ülkemizi işbirlikçi taraf haline getirmektedir. İzin
vermeyeceğiz! Bizler, ülkemizin kanlı
tarihe ortaklık edecek bir ülkeye dönüşmesine; Şimdi, daha güçlü bir barış çağrısını
seslendirmenin, emperyalizme karşı halkların birlikte mücadelesini büyütebilmek
için her türlü emperyalist ilişkilerin tasfiye edildiği, tam bağımsız ve özgür
bir Türkiye çığlığımızı yükseltmenin tam zamanıdır.
Barışın olmadığı yerde, insanca yaşam
olmayacağını, eşitliğin ve özgürlüğün inşa edilemeyeceğini biliyoruz. Kürt sorununda silahları susturacak, anaların gözyaşlarını dindirecek, onurlu ve kalıcı bir barışın sağlanmasını esas alacak bir diyalog zeminini güçlendirmek, bu ülkede yıllardır barış mücadelesini kararlılıkla veren herkesin tarihsel bir sorumluluğudur. Türkiye halklarının eşitlik ve özgürlük
mücadelelerinin de önünü açabilecek böylesi bir iklim, kuşkusuz birarada
gönüllü yaşam esasına dayanan çözüm taleplerini benimseyen herkesin ortak
mücadelesiyle yaratılacaktır. Özgür ve demokratik bir ülkede eşit,
kardeşçe ve farklılıklarımızla birarada yaşayacağımız geleceği bugünden
kuralım; Sokaklarında kardeşlik türküleri söylenen,
emeğin hakkının, insanlık onurunun en temel değerler olarak görüldüğü bir
Türkiye, ancak bizlerin ellerindedir. Sermayenin dünyasına karşı emeğin dünyası; sömürünün
ve köleliğin dünyasına karşı kardeşliğin ve özgürlüğün dünyası bizlerin
mücadelelerinde kurulacaktır. Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerimizdedir, Yolumuz açıktır. Yolumuz aydınlıktır. Çünkü bu
ülkenin emekçileri, ülkenin gerçek sahipleri özgür, eşitlikçi, barışçı,
demokratik bir Türkiye yaratmaya kararlıdır. Şimdi kalbimiz burada tüm dünya emekçileriyle
birlikte atıyor. Sermayenin zulmüne, sömürüsüne karşı seslerimizi
birleştiriyor, bu baskı, sömürü ve zulüm düzenine karşı eşit, özgür ve
demokratik bir ülke kurma mücadelesini yükselteceğimize söz veriyoruz. Yolumuz
açık olsun. Sizleri KESK adına bir kez daha selamlıyor, saygılar
sunuyorum. YAŞASIN 1 MAYIS!
BIJI YEK GULAN! KESK MARDİN ŞUBELER PLATFORMU |
2175 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |