AKP Hükümeti'nin “IŞİD’e Destek Tezkeresine” HAYIR!
Bugün Rojova’da, Kobane’de sadece Kürt halkı değil, tüm insanlık varlık-yokluk mücadelesiyle karşı karşıyadır. Kobane’de yaşanan direnişin sonucu, sadece Kürt halkının bölgedeki geleceğini değil Ortadoğu’nun geleceğini de belirleyeceği ortadadır. Tüm dünya, insanlık bir tercih yapmak durumundadır. Ya cihatçı ilkel bir anlayışa teslim olunacak ya da bu anlayışın karşısında Kobane’de devam eden direnişin yanında yer alınarak eşit, özgür, demokratik bir Ortadoğu kurma mücadelesinin içerisinde yer alınacaktır.
Kontrol ettiği alanlarda Hıristiyanları, Şiileri, Ezidileri, Türkmenleri, Kürtleri, Arapları farklı inanç gruplarını, özetle kendi ilkel anlayışı dışında kalan herkesi acımasızca katleden, kadınlara karşı savaş açan IŞİD ile mücadele bir insanlık mücadelesidir. IŞİD, başta ABD olmak üzere, bölgesel ve uluslararası tüm güçlerin yarattığı, vahşet ve barbarlığın sembolüdür. IŞİD’e karşı halkların verdiği mücadele, insani değerleri, barışı, bölgede yaşayan tüm halkların özgürlüklerini savunma mücadelesidir.
Bölgede iyice yalnızlaşan Türkiye’nin AKP eliyle uygulamaya çalıştığı mezhepçi ve Rojava Devriminin kazanımlarını boğmaya çalışan politikaları gelinen noktada iflas etmiştir. AKP’nin IŞİD’a verdiği destek tüm dünyaca bilinmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD’e karşı tüm dünyada gelişen tepkilere islamafobi diyerek, IŞİD’a desteğini açıkça ifade etmiştir.
AKP hükümeti; Suriye ve Irak’ta yapılacak askeri operasyonlar ile ilgili yetki isteyen iki tezkereyi meclise getirmiştir.
Biz, Mardin Demokrasi Platformu olarak: Hükümete Irak ve Suriye’de savaş yetkisi verecek bir tezkereye kesin olarak karşıyız ve bu tezkerelerin TBMM’den onay almasına karşı demokratik tepkimizi alanlarda göstereceğiz.
AKP’nin savaş tezkeresine hayır diyoruz çünkü:
1. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları dışındaki askeri operasyonlara dahil olmasına ilkesel olarak karşıyız. Türkiye’nin komşu ülkelerle ve halklarla barışçı bir ilişki kurması gerektiğine inanıyoruz.
2. Yine ilkesel olarak emperyalist koalisyon güçlerinin bölgede yaptığı askeri operasyonların niteliği ve sonuçları ortadadır. Ortadoğu’daki etnik/mezhepsel savaşların kışkırtıcılığını yapan güçlere güvenerek girilecek savaşların kaybedeni hangi mezhepten, etnik kimlikten olursa olsun daima Ortadoğu halkları olacaktır.
3. Bölgedeki savaşların kışkırtılmasında ciddi sorumluluğunun olduğunu düşündüğümüz AKP hükümetinin, bölgedeki askeri varlığının çözüme değil, sorunun derinleşmesine hizmet edeceğinden kaygılıyız. Suriye’de mezhepçi çeteleri askeri, lojistik, ekonomik ve siyasi olarak desteklediği açık olan bir hükümetin mezhepçi, katliamcı IŞİD terörüne karşı duruşunu samimi bulmuyoruz. AKP iktidarı bugün gözden düşen ve kendisi bir kriz odağına dönüşen IŞİD’e karşı yine mezhepçi yeni terör odakları yaratmaya yönelik bir politika izlemeye hevesli görünmektedir. Bu hatada ısrar eden hükümete savaş yetkisi verilemez.
4. Savaş suçlusu olduğu yönünde ciddi emareler olan, IŞİD’e ve “cihat” adı altında kendinden olmayan tüm halkları katleden benzeri örgütlere verdiği desteği kamuoyundan saklayan, yaptığı anlaşmalarda şeffaf olmayan, halkından gizleyen bir hükümete savaş yetkisi verilmesi çılgınlıktır.
5. Son dönemde Türkiye’de mezhepçi, ayrımcı, tekçi politikalara hız vermiş bir iktidarın Ortadoğu’da çözümün değil sorunun kaynağı olduğu açıktır. Savaşı kışkırtacak bir ayrımcı, mezhepçi, tekçi bir siyasi çizgiye savaş yetkisi vermeye hayır diyoruz.
6. Bugüne kadar mezhepçi çetelere karşı tek bir eleştiri getirmeyenlerin bugün ansızın bir ABD ziyareti sonrası bu sürece hızla dahil olmaları kendileri açısından ilkesiz, halklar açısında ise tehlikeli bir durumdur. Bugüne kadar desteklediği bir gücün tasfiye olacağını anlayan iktidar, Suriye ve Irak’ta IŞİD karşıtı koalisyona girerek kendi mezhepçi ve ırkçı hesaplarını bu süreçte yeniden hayata döndürme gayretindedir. Bu hesaplarla çıkartılmak istenen tezkereye hayır diyoruz.
7. Kürtlerin Suriye’de yarattığı ve tüm etnik kimliklerin, mezheplerin kendilerini özgürce ifade edebildiği, kadının özgürleşmesini temel ilke olarak benimseyen bir modelin IŞİD tarafından yok edilmesi AKP’yi ve ABD’yi rahatsız etmemekte, aksine bu konuda uzlaşma arayışı olduğu izlenimi giderek kuvvetlenmektedir. Böylesi bir kirli uzlaşmaya geçit verilemez!
8. Suriye’deki Rojova modelinin imhası üzerinden ABD ile yapılan pazarlık, Türkiye’de iç savaş riski yaratacak, barış umutlarını tamamen yok edecek, ülkeyi şiddet sarmalına sokacak insani ve ahlaki sorunlar barındıran bir pazarlıktır. Bu pazarlıklar için hükümete yetki vermek olası katliamlara onay vermektir. Katliamlara yol açabilecek bir tezkereye hayır diyoruz. Eğer Kürtler doğal müttefikimiz diyorsanız hem içte hem de Rojava’da gereğini yerine getirmek zorundasınızdır.
9. Canları üzerinde pazarlık yapılan, IŞİD katliamı ile karşı karşıya olan insanlar, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının akrabalarıdır, yakınlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının akrabalarını katledenlerin rahatça geçtiği sınırlarda, namluların kendi yurttaşlarına dönmesi, bu ülkede barış içinde özgürce bir arada yaşama umudunu yok etmektedir. Bu umutları daha fazla tahrip edecek tezkereye hayır diyoruz.
10. Bizim için Filistin Şengal’dir. Şengal Gazze’dir. Gazze Kobane’dir. Bizim istediğimiz halkların barış içinde, kardeşçe yaşadığı bir ülke ve bir Ortadoğu’dur. İnsanları ırk mezhep ayrımına göre birbirine düşürenlere karşı bizim hedefimiz barıştır, demokrasidir, özgürlüktür. Bizim dayanışmamız bu değerleri sahiplenen güçlerledir. Barış ile, demokrasi ile, özgürlük ile, kardeşlik ile derdi olan bir iktidara verilecek savaş tezkeresine karşı direnmek bizim için bir görevdir.
YAŞASIN BARIŞ
BIJİ BERXWADANE KOBANE
|
1266 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |