Basına ve Kamuoyuna Türkiye 35 yıldır askeri yönetimin vesayetinin sözkonusu olduğu 1982 Anayasası ile yönetilmenin ayıbını yaşamaktadır. Öncelikle demokratik bir anayasa talebi tüm toplumsal kesimlerin üzerinde hemfikir olduğu bir konu olmasına rağmen bu güne kadar kurulan hiçbir hükümet tarafından baskıcı, otoriter ve özgürlükleri kısıtlayıcı yönüne dair köklü bir değişiklik gündeme bile getirilmemiştir. Hakların ve güçler ayrılığının olmadığı bir toplumda anayasadan bahsetmemiz mümkün olmadığı gibi,hak ve özgürlükleri güvence altına almak için siyasal iktidarı sınırlama hedefi ile verilen mücadele anayasacılık tarihi ile özdeştir. Devletin temel görevlerinin yasama, yürütme ve yargı organları arasında paylaştırılması tüm demokratik ülkelerde siyasal iktidarı sınırlamanın vazgeçilmez aracı olarak kabul edilmektedir. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak olan anayasa değişikliği referandumu ile Türkiye tarihi bir dönemeçle karşı karşıya bırakılmıştır. 1982 anayasasının baskıcı, otoriter yanını değiştirmek şöyle dursun, darbeci askerlerin bile yapmaya cesaret edemediği değişikliklerle kuvvetler ayrılığı ilkesi bir yana bırakılarak olağanüstü yetkilerle donatılmış tek adam rejimi inşası topluma dayatılmaktadır. Sıkıyönetim koşullarında, namluların gölgesinde topluma dayatılan 1982 Anayasa referandumuna nazire edercesine OHAL koşullarında Türkiye tarihinin en köklü Anayasa değişiklikleri topluma dayatılmaktadır. Televizyon kanalları, gazeteler tek taraflı yayınlarla “evet” propagandası yaparken, “hayır” diyen kesimler üzerinde her türlü baskı araçları hukuksuz bir şekilde devreye sokulmaktadır. Siyasi iktidar tarafından, Anayasa değişikliklerinin içeriğinden ziyade hayır diyen kesimlerin karalanmasına yönelik manipülasyon yaratılmakta, değişikliklerin içeriği gizlenmeye çalışılmaktadır.Bir oldu bittiye getirilerek TBMM’den geçirilen anayasa değişiklikleri, yine bir oldu bittiyle referandumdan geçirilmeye çalışılmaktadır. Siyasi iktidar toplumu kutuplaştırarak tehlikeli bir oyun oynamaktadır. Refarandum sürecini salt anayasa değişiklikleri değil, AKP'nin 15 yıllık iktidarında ortaya koyduğu politikaların oylanacağı bir süreç olarak ele almak ve ülkemizi uçurumun kenarından almak için bir fırsat olarak görmek gerekmektedir. Bu nedenle refarandumda; 1- OHAL ve KHK diktatörlüğüne HAYIR diyoruz, 2- Hukuksuzca ihraçlara ve açığa almalara HAYIR diyoruz, 3- İş güvencemizin ortadan kaldırılmasına HAYIR diyoruz, 4- Eğitim ve sağlık hakkının paralı hale getirilmesine HAYIR diyoruz, 5- Emekçilerin söz ve karar sahibi olmadığı sisteme HAYIR diyoruz, 6- Ülkenin geleceğiyle ilgili kararlarda tüm yetkilerin tek kişide toplanmadığı, ülkenin asıl ihtiyacının demokratik ve özgürlükçü bir anayasa olduğu için HAYIR diyoruz, KESK MARDİN ŞUBELER PLATFORMU |
769 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |